2009/08/28

.hiç.

.hiç.


olamadık..
kirli fikirlerimiz dolaştı beynimizde
beyinden kalbe giden her yolu işgal etti pis güçler,
bombardımanlardaydı kötülük timleri iyilik şehirlerine
fitne haset kibir gurur füzelerinden yakıcı hisler temas etti masum tenlere...
olamadık..
Mesnevideki eşektik birer
sırtına kitaplar yüklenmiş, içleri kıymetli bilgilerle süslenmiş.. taşıyıcılardık.
o kitaplar olamadık..
taşıyan anlamayan uygulayamayan sadece taşıyan eşekler olduk
kitap gibi susamadık
eşekleri gibi bağırdık olanca insaniyetsizliğimizle dembedem
bunu bize yakıştırdı kimileri
görmeden içimizisisliydi hava şartlarımız
göremezlerdi bizi....
Şems-i Tebrizice Mevlana Hazretlerinin kitaplarını suya atamadık bir Mevlana olamadık iç iklimimizde baharı getiren fiiller eden..
Mesnevideki derviş değildik birer
hırkasının içine çekilen bahar günü ve orada gördüğünü söyleyen esas baharı..
neydi ki dışarıda gördüğün gül bülbül akarsu hoş hava..
sıcak rüzgarlar eserdi iç iklimimizde yoğun bombardımandan oysa
kötülük timleri bombalardı iyilik şehirlerimizi
fitne haset kibir gurur füzelerinden yıkımlarla yıkılırdı
biraradalık paylaşım tevazu sakinlik evleri...
birer "herşeyi ben bilirim lan !! " dıkbirer "ben yaptım abicim !! " dik
birer "ben" dik sonra "BEN" olduk...
bir türlü olamadık
hiç olamadık..."hiç"ken...
bilemedik..önce kendimizi....
kendimizi bilemeyişimizce Rabbimizi
ölemedik...
ölmeden önce..
öldüremedik o sarmaşık gibi gülü saran, boğan, nefes aldırmayan, öldüren "ben"imizi...............
yazdık yazdık çizdik...
kustuk sayfalarca kinimizi
yazdık yazdık çizdik iğrendik kendimizden
düşünmedik kendimize ne ettiğimizi
birer "ben bilirim lan !! ben yaptım abicim !! ben ve BEN hep ben yine BEN" yine yeni yeniden her dem .....
birer esfel-i sefilin mi....
birer melesef...
esefler duyduk düşünmeye kalktığımızda
çokca düşünmeyi erteledik yaşamıyormuşcasına
çokca düşünmedik
fakat çocukca düşündük her defasında
birer olamadıktık..
birer olamadım değildik ama asla !!
o kadar da kabullenmemdik
fakat
birer sevemedim
birer beğenmedim
birer banane lan
birer fısır fısır fısır dık
o kadar da ...
kirli ellerimiz vardı edebi e den kaybetmiştik...
dilimizin ise kirlilik sınırında alarmı kırmızıya çalmıştı
yüksek dozda öldürücü seviyede kirlilik vardı dil şehri semalarımızda
nice yaşayanı öldürmüştük
nice yaşadığımız dil de ölürken
dil kırmızıyken tazeliğinden
alarmı kırmızıya dönünce kirliliğinden
dil kararmıştı kinliliğinden
süveyda kalmamacasına terk etmişti kırgın ve de bitkin, yorgunca..
süveyda karalığını sevdasından alırdı oysaki
bu karalık kin bombasıyla düşmüştü dil şehrine debir kara kaçarken böyle kararmıştı dil şehri
süveyda gider kin düşerken gönle...
birer keşkeydik
birer ama yapacaktımdık
birer özür dilerim dik
birer tövbe ki ne tövbeydik
birer bozup bozup gelendik o tövbeleri binlerce kez
ne olursak olalım yeterki gidelim...
gidiyor muyuz ??
biliyor muyuz ??
ölüyor muyuz ??
oluyor muyuz ??
b miz kalmamıştı ahir zamanda
halbuki sır b de altındaki noktada
süveyda bir nokta
sır süveyda
sevdik mi süveyda-veş
insanı sevdik mi Yaratanından...
yoksa kin bombardımanı ve göz yaşı gazları ile yaktık mıkara süveydaları....
olamadık
işgal başarı ile sonuçlandı
beden ülkesinin her şehri başarı ile yağmalandı kötülük timlerince
kirli bedenlerdik dolaşan
fikirler eller diller beller bedenler
kapkara
yağmalanmış
kötülük timlerinin sancakları asılmış
bu bir zafer alameti
kaybederken insan insanlığını
budur nişanesi...


919
1:11

güzel zamanlama için teşekkür ederim Rabbim


...hicabsal problerimiz hicab oldu gerçekle aramızakara kara güneşlikler astık güneşin karşısına...

1 yorum:

kalem dedi ki...

uzuun bir aradan sonra hayalimize düsen ilk yazini bir solukta okudum vesselam. üstelik tam da sartre'in 66 yil sonra ancak türkce'ye cevrilmis oln eseri "varolusculuk ve hiclik" hakkinda kisa bir seyler okduktan sonra,bir o kadar yakin ama bir o kadar uzakta tutmak istenilen "ben"lik,simdiki modernitenin eseri olarak modül modül döküldü önüme.

ben bir sahur vakti uykusu gibi derin derin uyurken,gözümün önünden aki giden gecelerde hicbir sey yapamamanin verdigi aciyla oturuyorum yine de,elim elim üstünde.. artik devran mi dönmektedir,günesin önüne perdeler mi inmektedir,vakit mi dardir bilinmez,ama bir seyler yapmali artik. ama bakiyorum aynaya,koca bir ben'den baska bir sey yok yansimada. satirlarim da bile.nasil yapacagiz bilmiyorum üstad,hayrola..