2009/11/27

içsel dökülümler -bu -sel ve -ler olmayaydı ne yazacağıdım..-

evvelen; hayırlı kurbanlar, bayram gibi ve kurban olunası..

ahiren;
yakınımdakilerin uzağımda olduğunu her an hissedebiliyorum artık, insan.. çok uzak.çok
sen.
o.
içerdekiler.
dışardakiler.
dışra ve taşra'dakiler..
+ra yönelme eki bağlamında 4 ana ve 4 ara yöne bakan tüm yönlerde
insan olduğunca anlaşılmaz ve anlayamazlığımızla yaşayagidiyoruz
tüm şahıs zamirlerim uzak bana artık
"uzak ihtimal" birinin seni anlayabilirliği ve benzerinde senin onu anlayabilirliğin
anlaşamazlığınız mübarek olsun her an değişen hissiyât ve fikriyâtlar ekseninde..
ben seni böyle mi tanıdım..
ah ! ben seni mi tanıdım "sen"i mi tanıdım..
kim kimi ki acaba?
-babacım, hadi kızım benim.
geliyorum.
burada biter bir düşünememe süreci daha..
-bu olmadı..
dedi içreden bir ses
olmadı harbiden be
olmadı..
değişedurduk anlayamaz olduk..
kitaplarımla bırakın beni desem..
mi?
sonra dışrada yağmurun sözlüksel anlamını bilip de kokusunu dahî algılayamayanlarca olmak var?
kelebek ne okumuş olup da renklerini ayırt edemeyenelrce olmak var?
yazarın kaderi dedi hoca;
yaşamı feda etmek
"ölü"lere verilen kelimelere hamd olsun
kelimeler ölmeye mahkûm şimdi..

adios !

ps: farkındaysan değişim'de takılmışlığım var.. hepimiz adına..

Hiç yorum yok: