2009/12/28

"Çok hızlı ilerliyorsunuz"

"çok hızlı gidiyorsunuz, ruhunuz geride kalıyor" diyor bir kızılderili reisi, Loreena güzel Kanadalı, hadi bana en güzel Kelt ezgilerini sun, hadi hiç susmasın sesin.. gizemlerinin düğüm olmuş saçlarını çözelim tek tek, sen söyle, susma sakın ben dinlerim.. sen söyle.. susma sakın. susarsan düşerim, seni dinlerken öyle bir büyülenmişim ki bu karanlık Kelt ormanında.. yürümüşüz bir uçurumun kenarına.. görmemişim. sen göremezdin ki zaten. gözlerin yok. sözlerin varlığınca gözlerini çalmışlar, yerine binler tane sözlerini koymuşlar. Loreena on dakikalık mı saltanatı var huzurun bu kemanlar eşliğinde yoksa? ama susma, nolur susma, düşerim, düşlerim !! düşerim.. düşeri.... düşer... düşe.. düş. !

ben de yeniden oynat a basarım nolcak canım Dil çıkaran sonsuza dek söyle güzel Kanadalı Gülümseme

mor kır üzerindeki ay ışığından şeritte yürüyebilirim bu tuşa bastıkça, bu tuşa bastıkça düşlerim ve sen en güzel hikâyeyi yazarsınız kitabımda, mümkünü olsa silinmesen kulaklarımdan, mümkün mü? Keşke ve muhtemelen ve hatta kesinlikle sesin bir umutsuzluktan umuda doğru eleğimsağmasında bana en mor ışık oyunlarıyla gelecektir. tekrar yürüt. hayâl ne kadar morsa, sen o kadar morsun benim için. dünya o kadar mor. sen bordonun en koyusu can alıcılıkta tupturuncu bir kadifesin, kadife kesenin ağzı açıldıkça mor mürekkebleri saçılan bir hayâl hokkası görürüm düşümde. öyle de serin ki bu hayâlden Kelt ormanı, öyle de hayâl ettiğim gibi şimdi. Ağaçlar dizlerine kadar eğilirler sesinin rüzgârlığında saygılarından.

seviyoruz değil mi Loreena, tüm çocukları seviyoruz biz ırk dil ve de din ayrımı yapmadan. her çocuk fıtrat üzre doğar değil mi Loreena? müzik de evrenseldir, anlatmak istediklerimiz de evrenseldir. evrensel bir evren olacak değil mi hayâlini kurup gerçeğini yaşayacağımız. olsun ben beklerim. sen yeter ki susma, ben senle sen şarkı söylerken bu uçurum diplerinin en derinlerine adım atarcasına gözlerimi kapatmadan gelirim. yeter ki susma, sen susarsan ben düşerim, düşlerim !! düşerim.. düşeri.... düşer... düşe.. düş. !

rüzgâr sesini kıskanacağından hoşa gitmek için melodiler üfleyecek kulağıma, ben ona aldıracağım mı sanıyorsun.. ay ışığı ve göl beraberce mor ışık oyunları düşleyecekler bana, rüzgâr beni düşlerimin içinde kandırabilir mi sanıyorsun?.. ama nolur, nolur sen yeter ki susma.. susarsan biliyorsun, düşerim...

eşkiya adamlar dünyaya hükümdar olmayacak değil mi Loreena, highwaymenlerin ismi ters tepmiş düşüklük ve düşkünlüklerinde biz düşlerimize sahip çıkacağız.. düşlerimizsiz düşeriz çünkü biliyorsun ve de sen susarsan eğer.. ben.. düşerim, düşlerim !! düşerim.. düşeri.... düşer... düşe.. düş. !

tekrar yürüt !

susma sen.. yoksa..

.

nûrusiyah.


14 Aralık 2009, 05:56:06

Hiç yorum yok: